Benim ciddi şekilde şöyle 3-4 bin liraya falan ihtiyacım var.
Dedemlere gittim demin. Ulan 3-5 bir şey alırız diye. Genelde o beni görünce sevinir, yattığı odaya gider ve dolaptaki döşeklerin altından, o evde yokken baktığım ama paraları bir türlü bulamadığım o garip yerden para çıkartır ve bana verir.
Yine aynı umutlarla gittim dedemlere. Ama tabi ki bir anda çıkartıp da "Al oğlum; 2500 lira" demeyeceğini iyi biliyorum. Verse de almam zaten. Yazık değil mi adama? Etrafı izlerken, dedem ve halam "Sakarya-Fırat" adlı "hangi sike merhem" olduğu bilinmeyen diziyi izliyordu. Ne güzel lan, dedim içimden. Bu eve ayda giren para miktarı azımsanacak kadar değildi, azımsanmayacak hatta yüksek sesle karanlığa bağırılacak kadardı.
Evde her daim açık; yaşlı olduğu su götürmeyen, fakat sürekli hasta olma hali oluk oluk su götüren babaannemin yatağı vardı yine; tek farkla: Babaannem kiracılardan birine baş sağlığına gitmiş. Dedem de oradaymış da, orada duvarda asılı televizyona çok şaşmış. "Ula Fener'in maçı amma güzeldi orada" dedi hatta. Dedem Beşiktaşlı bu arada. O nerden baksan 2000-2500 lira dede, dedim. İnanmadı.
56 yıllık kanepede otururken, karşımda annemle babamın evliliğinden kalma (1986), annemin sıkılması üzerine babamın tasarımı vitrin almamızla dedemlere verdiğimiz siyah tahta yığınına bakakalıyorum. Çocukken hayal meyal hatırladığım bu vitrin çok zamandır dedemlerde, içinde çok anlamsız, çok düzenli ninja kaplumbağalı su bardakları, hiç kullanmadıkları çeşitli fraksiyonlarda bardaklar, kaşık çatal cenapları.
Halıdaki izlere bakarken, ne zaman para verecek, sübliminal mesaj için acaba sağ baş parmağımı işaret parmağıma sürsem mi, diye düşünürken, dedem, "Çok güzel köfte var ne köfte hem de" dedi.
Hay anneannesini! Biz para beklerken 20 senedir olan oluyordu. Yine yemek yesin torunlar da, gerisini at Haliç'e diyordu dedem. Dede, ne köftesi akşam akşam ya, deyip sübliminal mesajı yaptım bakmadığı bir yerde. Güldü: "Sulu elma var, amma ne sulu elma, sert ki taş gibi" dedi. Hay elmanın çekirdeğine, deyip içimden kalktım. İyi geceler, dedim.
Karşı dairede olan evime geldim. Apartman boşluğunda karanlıkta kafamı duvara dayayıp düşündüm:
Bu iş çok zor Yonca!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder